“Ekmeksiz Diyet olur mu?” diyorsanız cevap veriyorum: Ekmeksiz beslenme düşünülemez. Özel sağlık problemleri olmayan kişilerin günlük beslenmelerinde ekmek bulundurması sağlık yönünden birçok fayda sağlamaktadır. Tabiî ki buradan bahsedilen ekmek türleri, tam tahıllı ve esmer undan yapılan ekmek çeşitleridir. Tüm besleyici özelliği yok edilmiş, fabrikasyon beyaz undan yapılan ekmeğe beslenmede ya hiç ya da çok nadir yer verilmelidir.
Tahıllı ekmekler kolesterolün yükselmesine engel olur. Bu sebeple kalp damar hastalıkları riski azalır. Bu durumda kepekli ekmeğe, yulaflı ve çavdarlı ekmeğe beslenmede yer verilmelidir.
Tam buğday ekmeği midenin boşalmasını yavaşlatır, doygunluk süresini artırır; yavaş emildiğinden kan şekeri dengesi sağlar, insülin direncini azaltır. Ürik asit seviyesini kontrol altına alır. Tahıllı ekmekler E vitamini, çinko, sodyum, magnezyum, selenyum, demir, potasyum gibi minerallere sahiptir.
Günümüzde işlenmiş gıda tüketimi arttığından yeterince posa tüketilmemektedir. Bunun sonucu olarak özellikle bağırsak kanseri, sindirim sistemi rahatsızlıkları, kabızlık ve hemoroid sık görülüyor. Tam buğday, kepek, çavdar ekmekleri günlük beslenme de yeterli miktarda tüketildiğinde bu riskleri azaltmaktadır. Bu ekmeklerin tüketimi sonrası su içilerek etkinliğinin artması sağlanmalıdır.
Esmer unlu ekmekler B grubu vitaminleri bakımından güzel bir kaynaktır (B12 hariç). B grubu vitaminler sinir sistemi üzerinde etkilidir. Sinir hücrelerini korur, cilt ve bağırsak sağlığını iyileştirir. Stresi azaltır, depresyonu önler, moral seviyesini iyileştirir. Bu vitaminler yetersiz alındığında yorgunluk, bitkinlik, halsizlik gibi istenmeyen durumlar gelişir. Özellikle B9 vitamini (folik asit) eksikliğinde kalp krizi, Alzheimer riski artar. Hamile kadınlarda yeterli folik asit alınamaması durumunda Nöral Tüp Defektli bebekler (doğumsal anomali) dünyaya gelir.
Birde Ekmeğin İçerisinde Bulunan Mayaya Değinelim 😊
Ekmek mayasında bulunan beta-glukan adlı madde bağışıklık sistemi hücrelerinin yüzeyine bağlanarak vücudun savunmaya geçmesini sağlamaktadır. Bu özelliğinden dolayı çok güçlü bir immün sistem destekleyicisidir. Enfeksiyonlara karşı bağışıklık hücrelerini aktif hale getirir, vücuda giren yabancı maddeleri yok eder. Beta-glukan ayrıca kan şekeri ve kolesterol seviyelerinin dengelemesinde etkili olur, vücutta hasar görmüş dokuların iyileşmesine yardımcı olur.
Ekmeğin Kilo ile İlişkisi
Kilo vermek isteyen kişilerin ilk düşüncesi ekmeği beslenmeden çıkarmaktır. Bu çok yanlış bir düşüncedir. Ekmeksiz diyet, bireyin doygunluk hissi azalır, çabuk acıkır, kan şekeri dengesi sağlıklı olmaz ve tatlı krizleri yaşar. Başladıkları diyeti kısa sürede sonlandırıp eskisinden daha fazla kiloya sahip olurlar. Bunun nedeni vücudun ihtiyacı olan karbonhidratın karşılanmamış olmasıdır. Bunun sonucunda vücut acil olarak ihtiyacını karşılamak için sağlıksız olan beyaz undan yapılmış mamülleri, şekerli yağlı besinleri ister. Bu isteğe karşı koyamayan birey ise verdiği kiloları fazlasıyla geri almış olur. Tahıllı ekmeğin tok tutucu, iştah dengesi sağlayan özelliklerinden faydalanmak gerekir.
Özellikle kahvaltı olmak üzere her ana öğünde 1-2 dilim tahıllı ekmek türlerinden biri bulunmalıdır. (ekmek değişimi kullanılıyorsa ekmek yenmeyebilir) Ekmeksiz diyet önerileri uzun vadede kalp damar rahatsızlıklarına, yeme bozukluklarına, böbrek ve karaciğer hastalıklarına, kan şekeri problemlerine, depresyona ve daha birçok sağlık sorunlarına neden olabiliyor.
Yani sonuç olarak ekmek candır, yiyerek sadece doymuyoruz. Sağlığımızı iyileştiriyor, vücudumuzu güçlendiriyoruz. En güzeli tek tür ekmek tüketmek yerine gün gün veya hafta hafta farklı ekmek çeşitlerinin tüketilmesini sağlayarak hepsinden fayda görmektir.
Ekmekli Günler.. 🙂
Diyetisyen Fazile Yılmaz
İstanbul doğumlu olan Fazile Yılmaz, ortaokul yıllarından beri hayali olan diyetisyenlik mesleği için 2010-2014 yıllarında İstanbul Medipol Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünü bitirmiş, Diyetisyen unvanı alarak mezun olmuştur.
